Dosya silme işlemi geri alınamaz.
Bu dosyayı silmek istediğinizden emin misiniz?
Yerel yönetimlerin en önemli sorunlarından biri içinde bulundukları ve hizmet verdikleri toplumla yeterli seviyede ve nitelikte iletişim kuramamaktır. Bir diğer önemli sorunları ise yoğun iş yükü altında ezilip, hizmet verdikleri kentin fiziki ve sosyal sorunlarına yerinde nüfuz edememektir. GENAR tarafından geliştirilen Alan Uygulamalı İletişim Projesi bu iki sorunu eşzamanlı olarak ortadan kaldırmaktadır.
Alan uygulamalı iletişim çalışması ile mevcut belediye hizmetlerinin halka yansımasının sağlanması, hizmet adına, halkın müşterek dilek, şikayet, sorun ve beklentilerinin belirlenmesi, belediye uygulamalarında halkın duygu ve düşünceleri dikkate alınarak kalıcı ve sağlıklı çözümler uygulanması, bölge sakinlerine yönelik hizmet kalitesinin yükseltilmesi, belediye kaynaklarının kullanımının orada yaşayanların müşterek menfaatleri doğrultusunda doğru planlanabilmesi, kent sakinlerinin kentle ilgili çalışmaların birer pasif tüketicisi değil, çalışmaların yönlendiricisi olduğu bir özne olarak süreçlere katılımının sağlanması amaçlanmaktadır.
Alan Uygulamalı İletişim Grubu belediye sınırları içerisindeki bağımsız birimlerdeki muhataplar ile derinlemesine görüşmeler yapmakta, kentin sokak ve caddelerindeki sorunlu durumları raporlamaktadır. Bu çalışmalar belediyenin ilgili birimlerince görevlendirilen memurlar tarafından denetlenmektedir.
Alan Uygulamalı İletişim çalışanları grubu halkla ilişkiler uzmanı, iletişimci ve sosyolog gibi uzmanlardan oluşmaktadır.
Tüm sistem ve işleyiş GENAR tarafından geliştirilen bir yazılım altyapısı üzerinden yürütülmektedir.
GENAR, gerçekleştirdiği sosyal araştırmaların ötesinde bizzat sosyal projeler üreterek özellikle kentsel yaşama ve kentsel yönetimlere katkı sağlamakta, kentlerin sosyal yönlerinin önemini kent yönetimlerinin dikkatine sunmaktadır. Sosyal Doku Projesi bu projelerden biridir.
GENAR, Sosyal Doku Projesi çerçevesinde, kent yönetimlerinin sosyal paydaşlarının ayrı ayrı olmak üzere kentle olan duygusal bağları, kente davranış biçimleri, kentliye davranış biçimleri, kent donanımlarına davranış biçimleri, ortak kullanım alanlarına davranış biçimleri, geldikleri yörelerle ilgili bağları, geldikleri yöreden kente taşıdıkları değerleri, kente dair gelecek tasarımları, kendilerine dair gelecek tasarımları, yaşamakta oldukları kente dair algıları, o kentte edindikleri değerler, kentteki 'ben algıları', kente aidiyet duyguları, kenti sahiplenme duyguları, kent yönetiminden beklentileri, memnuniyetleri, memnuniyetsizlikleri, şikayetleri, kent yönetimine katılım talepleri, kentte kendilerini temsil biçimleri, kentleşme ve sivil bilinç eğilimleri, nesiller arasında iletişim düzeyleri, nesiller arasında sosyo kültürel farklılaşma ve bilinç değişimleri, yaşanan sosyo kültürel değişim sürecinde sosyal dayanışma örüntüleri, sosyal dayanışma örüntülerinin sosyal bütünleşmeye etkisi gibi ana başlıklar altında gerekli araştırmaları ve ölçümleri yapmakta, mevcut fiziksel dokunun optimum faydayla kullanımını sağlayacak sosyal verileri tespit etmekte, bunların kullanımıyla ilgili yöntem önermekte, kentin geleceğinin planlanmasına katkıda bulunacak olan kent bilgi sistemine sosyal veriler sunmakta ve bilimsel raporlara dayalı olarak kentin sosyal doku haritasını çıkarmaktadır.
Siyasal araştırmalar günümüzde neredeyse partilerin muhtemel oy dağılımına ve seçim sonucu tahminine indirgenmiş durumdadır. Bu durum hem araştırmacılığa hem de siyasete zarar vermektedir. Siyaseti toplumsal bir kurum gören, sosyolojik yaklaşımı benimseyen GENAR, siyasete toplumun içinden bakan bir araştırma modeli geliştirmiştir.
TREND POLİTİK adını verdiğimiz bu modelle ülke, il veya ilçede tüm sosyo-politik trendler ölçümlenmekte, analiz edilmekte, kurum ya da siyasal aktör için iyileştirme projeleri hazırlanmakta, süreçler sürekli izlenmekte, siyasal iletişime sürekli veri sağlanmakta, strateji geliştirilmekte ve uygulanmaktadır.
Hepimiz yetiştiğimiz çevreden şunu iyi biliriz: İtibar bir insanın her şeyidir. Bir kişinin parası olmasa bile, itibarı varsa her şeyi var demektir. Kişiler için tasavvur edilen itibarın kurumlar için de geçerli olduğu bir çağda yaşıyoruz. Dahası, itibar sadece tasavvur edilen bir olgu değil, ölçülebilen bir kurumsal değer olarak kabul edilmektedir.
Bu nasıl oluyor? Bizler her an sonsuz sayıda duyu verileriyle karşı karşıyayız. Sonsuz sayıdaki duyu verileri sonlu ama çok sayıda algıya, çok sayıda algı az sayıda imaja ve sonunda imajlar da tek bir itibara dönüşmektedir. Biliminsanlarının çalışmaları neticesinde, özellikle C. Fombrun ve arkadaşlarının geliştirdiği itibar modeli sayesinde artık kurumların itibar değerleri ölçülebilmektedir. Bu bağlamda kurumsal itibar araştırmalarının ölçtüğü faktörleri şu şekilde sıralayabiliriz:
Duygusal cazibe (Kurum ne kadar seviliyor? Beğeniliyor? Ne kadar saygı duyuluyor?)
Ürün ve hizmetler (Kurumun ürettiği hizmet ve ürünlerin algılanan kaliteleri, yenilikçiliği ve güvenilirliği)
Finansal performans (Kurumun rekabet gücü, büyüme imkanları ve yüklendiği riskler)
Vizyon ve Liderlik (Kurumun belirlenmiş vizyonunun ne kadar netlikte açıklanabilmiş olduğu, ne kadar güçlü bir liderlik gösterdiği, piyasadaki kar ve büyüme fırsatlarını ne kadar iyi değerlendirebildiği)
Çalışma ortamı (Kurumun yönetim kalitesi ve çalışan kalitelerinin algılanması)
Sosyal sorumluluk (Kurumun toplumla, STKlarla olan ilişkilerinin gelişmişlik düzeyi, kamu yararına geliştirdiği projelerin algılanması)
GENAR, yerel olgular, yerel kurumsal kültür ve değerlerimizden kaynaklanan farklılaşmaların kurumsal itibara yansıyan yönlerini de dikkate alarak kendi kurumsal itibar modelini oluşturmuştur. Kurumsal itibar değeri kurumun sosyal paydaşları üzerinden ölçülmektedir. İş sonucu olarak sadece kurumsal itibar katsayısı değil, itibar değerinin yükselmesine veya düşmesine neden olan faktörler ve parametreler de ortaya çıkmaktadır. Böylece, kurum itibarını yükseltmek için işe nereden ve ne ağırlıkta başlayacağını bilebilmektedir.